PAHİHİ Yola düşenlerin hikayesi
Benzer İçerikler
Kemal Ulusaler…14 Temmuz 2024 Pazar
14 Temmuz 2024 Sabahı Trump ‘Suikastı’ haberleriyle uyandık. Ne olup bittiğini uzun uzun anlatmayacağım. Zaten herkes olayı televizyonlarda, sosyal medyada ayrıntılarıyla izlemiş olup olaya vakıf oldukları düşüncesi üzerinden naçizane küçük bir analiz sunmak istiyorum.
1- Trump’a saldırıda güvenlik zaafından söz ediliyor. Bu ne kadar olası?
Dünden bugüne ABD Başkanlarına yapılan suikast ve suikast girişimleri çoğunlukla karanlıkta kalmıştır. Ayın karanlık yüzü gibi oraya pek ulaşılamamıştır. Büyük bir ihtimal bu da öyle olacaktır. Resmi açıklamaları, görüntüleri, olayı bizatihi yaşayanlarla yapılan röportajları analiz edecek olursak göreceğiz ki olayın kendisi pek çok soru işaretini barındırmakta.
Olay mahalinde yeterli önlem alınmadığı açık. Kimi görgü tanıkları saldırganı çatıya tırmanırken gördüklerini ve ihbar ettiklerini söylüyor. Bu ihbar ile saldırı arasında küçümsenmeyecek bir zaman aralığı bulunmakta. Trump konuşurken hemen arkadaki bina çatısındaki keskin nişancıların saldırgan yönünde konum aldıkları görülüyor. Bütün bunlar yaşanırken Trump’ın yakın korumalarının bu zaman diliminde uyarılmamış olmasına da zaaf diyorlar. Oysa biraz işin içinde olanların rahatlıkla ilk yapılması gerekenin Trump’ın yakın korumalarının uyarılması olacağını söyleyeceklerdir. Bu yapılmamış. Neden?
2- Güvenlik zaafı ve örnek olaylar.
Bu güvenlik zaafı söylemini önce 11 Eylül saldırısında duyduk. Sonrası geldi… Görülen o ki ABD gibi bu işe çokça para, ekip ve ekipman ayıran bir ülkede arkası kesilmeyip devam ediyor. Üstelik ders de alınmıyor.
Geçen yıl Hamas’ın İsrail’e saldırısı sonrasında da aynı söylem ön aldı; “Güvenlik zaafı.”
Filistinli grupların Gazze’de 7 Ekim’de başlattığı saldırılarda güvenlik zafiyet olduğu yönündeki eleştirileri değerlendiren İsrail Ordu Sözcüsü Hagari, “Bu olayla ilgili somut bir istihbarat uyarısı yoktu. Böyle bir olayı kavrayamadık.” derken hemen akabinde aslında bazı hareketliliklerden haberdar oldukları ifşaatında da bulundu. Bu, “ayamadık” anlamına da gelir “gördük ama işimize öyle geldi” anlamına da…
İstihbarat işinin içinde olanların medya yorumlarında, İsrail istihbaratının teknolojik imkân ve kabiliyeti oldukça yüksek olduğu ve bu sebeple ilk olasılığın İsrail’in kendi sinyal istihbaratı kabiliyetine ve diğer elektronik kaynaklarına gereğinden fazla güvenmiş olduğunu ve yine bunun hamaset içeren bir senaryo olduğunu açıklamaktalar.
Ayrıca, İsrail istihbaratının saldırıyı tahmin edememesinin yanı sıra İsrail ordusunun başlangıçta etkili ve refleksif bir tepki vermemesi istihbarat verilerinin göz ardı edildiğinin bir göstergesi olduğuna da vurgu yapmaktalar.
Hadi bir şeylerden şüphelendiler ama ciddiye almadılar diyelim. İyi de geç refleks verilmesini neye bağlayacağız?
Bütün bu soru işaretlerinden sonra İsrail’in acımasız bir soykırım uygulamasını devreye sokması ve Filistinlileri o coğrafyadan bir daha geri dönmemek üzere süpürmeleri süreci başladı. Hamas saldırısı dünya ölçeğinde yeterli bir sebebe dönüştü. İsrail mazlumu oynarken Filistin’in yok edilme sürecine zaten hazır olan ülkeler bu argümanı her yerde kullanır oldu.
3- Neden, Niçin, Ne amaçla?
Dönelim Trump’a yapılan saldırıya. Bu saldırı bir fanatiğin Trump’ı beğenmemesi kadar basit bir nedene indirgenebilir mi? Baştan da söylediğim gibi genel açıklama bu yönde olacaktır.
Ama ya öyle değilse?
Ya son NATO toplantısından sonra Ukrayna meselesinde alınan kararlar ve ABD içinde Biden’ın Demokratlar tarafından bile geri çekilmesi dillerde iken Trump’ın geri döneceği ihtimali kuvvet kazanırken birileri müdahale etmenin zamanı geldiğini düşünmüş olamaz mı?
2016 ABD Başkanlık Seçimlerine Rus müdahalesi iddia olmaktan çıkmış bizatihi ABD istihbarat teşkilatlarının raporlarına göre, kod adı Lahta Projesi olan operasyon doğrudan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’nin emriyle gerçekleştirildiği açıklanmışken…
Trump’ın giderek güç kazandığı bir süreçte Trump’ın tamda kendisi bir sorun gibi gözükmekteyken bu pek çok soru işaretini içinde barındıran saldırı zamanlaması itibariyle de anlamlıdır.
İşin ilginç tarafı önlenmeye çalışıldığını düşündüğüm yükseliş bir kahramanlık hikayesine dönüşerek daha da ivme kazanmıştır.
Biz bu filmi daha önce de görmüştük. Tesadüf hemen hemen aynı tarihlerde, bu 14, 15 Temmuzlarda bir iş mi var ne?
Kemal Ulusaler
