Home / KIRK ANBAR / ENERJİ / Durum Öyküsü üçlemesi.3- AŞK ÖLDÜ.

Durum Öyküsü üçlemesi.3- AŞK ÖLDÜ.

Kemal Ulusaler…Aralık 2023

Zaman can simidi bekler gibi elini uzattı, akordunu bekleyen keman gibi inledi ah etti sonra. Solucan deliğinden geçip gelen bu “ahh” ile her şey değişti, dönüştü. Anladık ki bir “ahh” imiş evreni yaratan.

Sokağı hissetmek, sokakta gezmekle değil bir kaldırım taşı, bir ot, bir karınca gibi betahsis sokakta olmaktan geçiyordu. Şüphesiz sokakta olan sokağı en iyi bilen ve en iyi duyandı; karıncanın ayak seslerini, serçenin çağrısını, duvar dibi otlarının suyu içişini, saçakların lodosta nasıl titrediğini…
Oysa şimdi sokak yakamda ölü bir fotoğraftan ibaret.
Bir sokak ki, neşe kaşıkla, en fazla kepçeyle dağıtılırken dertler padişah kazanı. Ve o kazan götü kadar kara kaderleriyle koşuşturan şu çocuklar.
Midye dolması çocuklar.
Kimsenin, “seni kayadan koparıp dolduracağız ne dersin?” diye sormadığı çocuklar.
Pekmez kıvamında ağıtlarla büyüyen çocuklar.
Elbette ki anaları; yeni doğmuş buzağı misali iki ayağı üzerinde durmaya çalışıp, çalışıp devrilen, itaat zamkıyla birbirine yapıştırılmış bir örnek anaları.
Gözüne itaat feneri tutulmuş tavşan dolu Davulcu Ali Sokağı’nda kiracıyım. Alice gibi sevebilseydim tavşanları burada kalıcı olabilirdim. Kalıcı olmak istemiyorum. Kaçmak rüyasını cebimde bir ezber gibi taşıyorum.
Sokağın ayrık otlarına onların bana alıştığı kadar alışmak istemiyorum. Bıkkın ile sıkkın kardeşliği lazım değil bana. Kaçmak istiyorum, alışmak değil, anladınız mı?
Anlamadınız tabii. Yap diyorsunuz ya bana o öyle değil. Yapmak fiili, bu eve ait, yemek yapmak, ütü yapmak, kalkıp çay yapmak, oya, örgü yapmak, yatak yapmak, çocuk yapmak …
Koca ise zaman gibi, tahammülü zor ama elini bıraksın istemediğin.
Ya mutluluk; açıp umarsızca atılan lakin bir çocuğun sıcacık avuçlarında anlam bulan bir gazoz kapağı mı?
Daldığın sudan yüzeye çıkarken arzuyla beklediğin hava mı?
Nedir mutluluk?
Bir de aşk var değil mi?
Belki bir vakit vardı. Eskiden. Bugün değil ama.
Bende dünden kalan ıspanak aşk, tekrar ısıtılmıyor anlayın işte!
Elin derdini dert bilip, toprağın yağmuru içtiği gibi içtim, içmekle kalmayıp gün gelir birilerine lazım olur babından akiferlerimde biriktirdim de ne oldu? Ne yazık ki bunca birikime hiç kimse sondaj vurmadı aksine kolayına kaçıp kahır derelerini tercih ettiler.
Hem siz nereden bileceksiniz aşk bir tevatürdü bende, zaman saksısında sulanmayı beklerken kurudu.
Size göre aşk hep iyidir değil mi? Kötü olan aşıklar. Kaldırım feylezofları sizi…
Şimdi soruyorum size; insanlık milyarlarca parçadan oluşan bir puzzle değil mi? Bütünü bozmaz mı bir parçanın eksikliği? İşte ben eksildim şimdi, bozuldu bütün.
İtaat ömür boyu kundağım olacaksa diri denir miydi bana?
Dirilikten istifa ettim.
Şimdi üzerimde müntehir güz yaprakları.
Bir aşk daha öldü.
Siz iyisi mi çaydanlığa su koyun! Ya yıkarız cenazeyi ya da demleriz çayı.
Bana ikisi de uyar.

Kemal Ulusaler

Check Also

JİLET.

Günün Şiiri…Kemal Ulusaler JİLET Bol adam sıkı diyor Sıkı para politikası. Dar adam biliyor Kozasını …