“Soygun felsefesine son verirseniz, savaş felsefesi de ortadan kalkar.”
“Kapitalizm tiksinti vericidir çünkü o savaş, rekabet ve ikiyüzlülük üretir.”
Fidel CASTRO
1 Eylül Dünya Barış Günü…
Hitler Almanyasının Polonya’yı işgali (1 Eylül 1939) ile başlayan ve milyonların hayatına mal olan savaşın her yıl anımsanması amacıyla 1 Eylül tarihi Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyeleri tarafından Dünya Barış Günü ilan edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’u ise 21 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kutluyor.
Günümüz yerküresi söz konusu “Barış” olunca aynı tarihte kutlama yapma konusunda bile mutabakat sağlayamıyor.
Castro’nun dediği gibi sömürü varsa barış yoktur.
Sınıfsız, sınırsız, bayraksız bir özgürlükler dünyasında savaş ve barış sözcüklerine de yoktur.
Bugün için barış ancak sömürüye karşı savaşlar arasında bir ateşkesten ibarettir.
Her sene 21 Eylül tarihinde, Birleşmiş Milletler Merkezi’nde bulunan Barış Çanı çalınıyor ve savaşlarda hayatını kaybedenler adına Japonya tarafından yaptırılan bu Çan dünyanın dört bir yanında bozuk paralarını bağışlayan çocuklar tarafından yapıldı. Oysa o Çan çaldıkça çocuklar ölmeye devam ediyor.
“Barış ve savaş” sözcüklerinin anlamını bilmeyen çocukların doğduğu güne kadar da devam edecek.